
Memede ele gelen her türlü kitleyi veya memenin görüntüsünü bozan her türlü deformiteyi biz meme kanseri açısından değerlendiririz. Aynı şekilde radyolojik tetkiklerde gördüğümüz her türlü lezyonu da meme kanserini ayırt etmek için yorumlarız. Muayene ve radyolojik tetkikler hiç bir zaman kesin tanı değildir; sadece şüphelenmemize neden olur. Eğer kanserden şüphelenirsek kesin tanı için biz iğne biyopsisi yaparız.
İğne Biyopsisi Kolay ve Güvenlidir
Ultrason yardımı ile lokal anestezi ile yapılır. İşlem 10 dakika sürer, sonuç 1-2 gün içinde çıkar. Kesin tanıdır ve ayrıca kanserin bazı önemli özelliklerini de bize söyler. Biz de hastanın tedavi planını bu bilgiler ışığında hazırlarız. Yapacağımız ameliyatın şeklini hasta ile konuşup birlikte karar veririz. Ameliyat sonrası kemoterapi ve radyoterapi ile ilgili hastayı aydınlatırız. Gerekirse onkoloji hekimi tanışıp hastanın aklındaki tüm sorulara cevap verdikten sonra tedaviye başlarız. Buna "planlı tedavi" diyoruz.Planlı Tedavinin Sonuçları Daha Başarılıdır
Planlı tedavi yaptığımızda hasta daha baştan kendisine yapılacak tüm tedavi hakkında bilgi sahibidir. Bazı agresif tümörlerde veya ileri evre hastalarda önce kemoterapi sonra cerrahi yaparız. Tanıyı önceden bilince sentinel lenf yapma şansımız vardır. Ayrıca ameliyathaneye gelen patoloji uzmanı hem sentinel lenf biyopsisini değerlendirir hem de sınır güvenliğini kontrol eder. Bütün bunlar için önceden iğne biyopsisi ile tanıyı belgelemek ve hastaya planlı tedavi yapmak gerekir.Memedeki Kitlelelere Cerrahi Biyopsi Yapılmamalıdır!

İğne biyopsisi ile tanıyı kesinleştirmenin başka bir alternatifi de kitlenin çıkartılıp patolojiye yollanmasıdır. Bu daha da eski bir yöntem olup günümüzde pek kullanılmamaktadır. Çünkü kitle kanser değil ise gereksiz cerrahi yapılmıştır. Eğer kanser olmadığını düşünüyorsak biliyoruz ki bu kitlenin hiç bir zararı yoktur ve çıkarılması gerekmez. Sadece boşuna yapılmış değil ileride hasta için zararlıdır da bu tür cerrahi girişimler.
Gereksiz yapılan ameliyatlar sonucu memenin süt kanalları kesildiğinden hasta ilerde bebeğine süt verme sorunları yaşayabilir. Hatta kitle meme başına yakınsa o memeden hiç süt veremeyebilir; lohusalık döneminde türlü sıkıntılar ortaya çıkar. Ayrıca ameliyat bölgesinde ilerde oluşacak nedbe (yara iyileşmesi dokusu) daha sonraki yıllarda yapılacak mamografi ve ultrasonografilerde hep tanıda zorluk çıkaracaktır. Bunun dışında iyi huylu kitleler kadının doğurgan olduğu yaşlarda sık sık tekrar edebilir. Bu durumda hasta, birden fazla gereksiz ameliyata maruz kalacaktır. Bütün bu sakıncalar kitlenin selim olduğu durumlar için geçerlidir.
Buna karşılık kitlenin kanser olabileceğini düşünüyorsak eğer bu durumda cerrahi biyopsi daha büyük hatadır. Çünkü; meme kanserinin "ideal tedavisini" ancak ameliyata girmeden önce elimizde kesin tanı olması halinde planlayabiliriz. Tanı için cerrahi biyopsi yapılması hastanın daha sonraki ameliyat ve ameliyat sonrası tedavilerinde çok önemli bazı imkanlarını yitirmesine neden olur. Hastanın ideal bir tedavi görme şansı kaybolabilir.